Koltuk altı kıl dönmesi, deride oluşan bir veya iki delik, şişlik ve apse (iltihaplanma) ile kendini gösteren bir hastalıktır. Bu durum, sürekli akıntıya neden olur ve çoğu zaman kötü bir kokuya sahiptir. Kişinin kolunu rahat kullanamaması nedeniyle vücudunda ve dolayısıyla yaşamında zorluklara neden olur. Hastalık erken dönemde fark edilirse, ameliyata gerek kalmadan tedavi edilebilir. Erken teşhis edilen hastalar için ilaçlı tedavi seçenekleri mevcuttur. Ancak, kıl dönmesi zaman zaman kendini tekrarlayabilir. Ameliyat operasyonuyla kıl dönmesinden kurtulunsa bile, tekrarlama riski vardır ve bu durum kişide genellikle tedirginlik yaratır. Kıl dönmesi, sık olarak kuyruk sokumunda görülse de, koltuk altı, göbek, baş, sırt ve bacak bölgelerinde de ortaya çıkabilir. Özellikle genç nesilde daha fazla gözlemlenir. Koltuk altı kıl dönmesi, kılın cilt yüzeyinden çıkarken yerini şaşırıp gözenekten saparak kıl köküne batması sonucu meydana gelir. Bu bölgedeki gözenek delikleri açılır ve bakterilerin içeri girmesiyle iltihaplanma oluşur, akıntılar başlar. Bazı bireylerde ise bu hastalık aniden ortaya çıkar. Kişinin koltuk altında aniden oluşan şişlik, ağrı ve kaşıntı gibi şikâyetlerle doktora gitmesi sonucu koltuk altı kıl dönmesi teşhisi konur. İltihap ve akıntının kötü kokulu olması, kıl dönmesi teşhisinin en belirgin belirtisidir. Erken teşhis edildiğinde tedavisi ilaçla olabilir, ancak ihmaller olursa ameliyat tek çözüm olacaktır.

Koltuk altı kıl dönmesi ameliyatı, günümüzde geliştirilmiş hali ile hastalığın boyutuna göre aynı gün taburcu edilebilecek seviyelere gelmiştir. Genellikle koltuk altı kıl dönmesi ameliyatı 20 ile 40 dakika arasında sürer. Hasta operasyondan sonra pansumana gelmeyi ihmal etmemelidir. Ameliyatın 2. ve 7. günlerinde hastanın pansumana gelmesi tavsiye edilir.

Koltuk altı kıl dönmesi, hijyenik olmayan koşullar, aşırı terleme ve uygun olmayan kıyafet seçimi gibi faktörlerle tetiklenebilir. Bu nedenle, kişisel hijyene dikkat etmek ve koltuk altı bölgesini temiz tutmak önemlidir. Ayrıca, doğal kumaşlardan yapılmış giysiler tercih edilmeli ve aşırı terlemeyi önleyici önlemler alınmalıdır. Doktor kontrolünde düzenli aralıklarla cilt bakımı yapılması, kıl dönmesi riskini azaltabilir.